Çavdar Tarlasında Çocuklar – J. D. Salinger

Çavdar Tarlasında Çocuklar yıllar yıllar önce alıp kitaplığıma koyduğum ve ne yazık ki bir türlü okumak için doğru zamanı bulamadığım kitaplardan biriydi. Üniversitede çeviri karşılaştırması yaptığımız bir derste bir arkadaşım bu kitabı seçmiş ve gayet heyecansız ve bitkin bir şekilde kitabı ne kadar çok sevdiğini söylemişti. Neden bilmiyorum ama beceriksizce yalan söylüyordu. Sanırım o zamandan beri bu kitaptan hep uzak durmaya çalıştım. Bir de tabi Franny ve Zooey ne yazık ki çok severek okuyamadığım bir kitap olunca Salinger’a biraz ara vermek istedim sanırım. Ah ama bu kitap…

Çavdar Tarlasında Çocuklar Salinger‘ın Dokuz Öykü ve Franny ve Zooey’de sonra okuduğum son kitabı olarak kalacak. Dokuz Öykü’yü o kadar büyük bir zevkle okumuştum ki hala aklımdadır. Okumadıysanız hemen onu araya sıkıştırın derim. Çavdar Tarlasında Çocuklar ise… Hemen belirtmem gerek, evet herkesin seveceği bir kitap değil bu. Holden Caulfield’i severseniz kitap enfes bir masalmışçasına akıp gidebilir ancak Caulfield size biraz bile uzaksa ne yazık ki çok hoşunuza gitmeyecektir. Ben Cauldfield’i sevdim. Kardeşi için kendi halinde yas tutmasını, diğer kardeşi Phoebe’yi içtenlikle sevişini, cesaretini, türlü türlü huylarını, kalabalıklar arasındaki yalnızlığını ve en çok da kendi olmaktan asla vazgeçmeden büyüyor oluşunu sevdim. Hiçbir şeyi umursamayan, oldukça asi ve tembel bir ergenin aslında kafasından neler geçiyormuş onu okumak da inanılmaz bir deneyimdi. Cauldfield’in ördekleri düşünmesi benim de bir anda zamanında düşündüğüm onca şeyi getirdi aklıma. Ne zaman büyüdüm de düşündüklerimi düşünmez oldum diye hayıflandım biraz. Neyse! İyi ki gençken okumamışım bu kitabı yoksa yarıda bırakıp bir kenara atardım. Okuyacak olursanız Cauldfield’e biraz şans verin derim. Keyifle!

Çavdar Tarlasında Çocuklar - J. D. Salinger

Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Çavdar Tarlasında Çocuklar – J. D. Salinger

Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.

Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger’ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler… Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield’in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Belki de Salinger’ın.

1993’te Franny ve Zoey ile Dokuz Öykü adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963’ten bu yana yeni bir yapıt yayımlamamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.

Menüye dön