Bütün Bir Ömür adlı kitabın İngilizce çevirisi “A Whole Life”ı en sevdiğim hayır kurumu mağazalarından birinden gerçekten çok ucuza aldım. Kitabı alırken yazarın 2016 Man Booker adayları arasında olduğundan ya da Almanya’da çok sattığından hiç haberim yoktu. Sadece kitabın iç kapağında yer alan bir cümle bu kitabın tam da benlik olduğunu düşündürttü bana.
“Andreas Egger knows every path and peak of his mountain valley, the source of his sustenance, his livelihood – his home.”
Bütün Bir Ömür, bir oturuşta okuyup bitireceğiniz ve oturduğunuz yerde uzun bir süre daha kalmak isteyeceğiniz bir kitap olacak. O kadar yavaş, o kadar sakin, o kadar tatlı ilerliyor ki kitap okumaktan ziyade bir manzara seyrediyor gibi hissedebilirsiniz. Ve bunu Andreas Egger’in başından geçen onca talihsiz olaya rağmen hissedeceksiniz çünkü Andreas size farklı bir bakış açısı sunacak. Onun bakış açısından dünyanın daha güzel olduğunu anlamanız da uzun sürmeyecek. Andreas Egger uzunca bir süre unutamayacağım ve gelecekte de sık sık hatırlayacağım bir karakter olarak girdi hayatıma. Keşke gerçek olsaydı da onu uzaktan izleyebilseydim dedim hep kitabı okurken. Eminim siz de onunla tanışmak ya da onun sakince akıp giden hayatını izlemek isteyeceksiniz. Huzurlu, enfes betimlemeleri olan ve size çok şey katacak bir kitap bu. Sakın kaçırmayın derim. Kitabı İngilizce okuduğumdan dilimize çevirisi nasıldır pek bilmiyorum ama hiç iyi yorumlar almadım diyebilirim. İmkanınız varsa orijinalini ya da İngilice çevirisini okuyun derim. ama ille de okuyun. Keyifle!
Timaş Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Bütün Bir Ömür – Robert Seethaler
Küçük yaşta annesini kaybeden Andreas Egger, uzak akrabası olan zalim bir çiftçinin yanında büyür. Zorlu çocukluğunun ardından az konuşan, fiziken güçlü ve çok çalışkan, ama bir o kadar da kırılgan ve içine kapalı bir adama dönüşür. Dünyanın hızına, insanların hırsına ve öfkesine yetişemez, aslında bunu istemez de. Dağların kocaman boşluğu içinde kaybolmak ona iyi gelir. Avusturya Alpleri’nde kendi dünyasında yaşayan Andreas, günün birinde Marie’ye âşık olur. Marie ilk çocuklarına hamileyken çığ altında kalarak hayatını kaybedince Egger her şeyi bırakıp evini terk eder ve savaşa katılır. Savaşta esir düşer, çalışma kampına gönderilir ve aradan yıllar geçer… Dağlarına, evine döndüğünde kurulan teleferik hattıyla modernizmin o yalın kırsalı nasıl ele geçirdiğiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Kendini yalnızlığıyla kuşatarak içindeki gerçeğe sığınan bir adamın hikâyesi bu.
Basit olduğu kadar çarpıcı ve etkileyici, gücünü yalınlığından alan bir ömür…
2016 yılında Man Booker International Ödülü finalistleri arasına giren Bütün Bir Ömür, Feza Şişman’ın çevirisiyle…
“Bütün Bir Ömür – bu kısa ama ihtişamla kurgulanmış romana bayıldım.”
-Margaret Atwood-
“Okumanız iki saat sürse de unutmanız bir ömür alacak.”
-Graham Robb-
“Bütün Bir Ömür, uzak bir vadideki yalıtılmış bir hayatı ve onu yavaş yavaş kuşatan modernizmi ustalıkla işleyen muhteşem bir roman.”
-Ian McEwan-
“Her ayrıntı, her kelime, her cümle – her şey tam anlamıyla yerli yerinde. Böyle kısa bir romanda bunu başarmak, büyük bir yeteneğin göstergesi.”
-Die Welt-
“İçten bir bilgelik ve ölçülü bir şiirsellikle biçimlenmiş anları ortaya çıkaran direkt bir tavır hâkim üsluba. Bu noktada bu romanın Almanya’da neden bu kadar ilgi gördüğünü ve neden bizim de buna ihtiyaç duyduğumuzu anlıyorsunuz: Bütün Bir Ömür, okurunu hayatını en iyi şekilde değerlendirmeye yönlendiriyor, ne olursa olsun.”
-Sunday Telegraph-