A. M. Homes sevgili Zimlicious’un bana yıllardır önerdiği bir yazardı, nihayet okuyabildim ve neden bu kadar çok önerdiğini sonunda anladım. Bizi Bağışla, çağımızın romanlarından biri ve A. M. Homes ise insanı heyecanlandıran bir yazar.
Kitaba başlar başlamaz ilk altmış sayfayı geride bıraktım ve açıkça söylemem gerekirse şaşkınlıktan biraz sersemlemiştim. Olaylar o kadar hızla gelişti ki daha ne olduğunu anlayamadan birkaç karakter kitaptan çıkmış, yenileri gelmişti. İnsanı hemen kendine bağlayan bir hikaye Bizi Bağışla. Bazen kendinizi hikayede görecek bazen de uzaktan izleyeceksiniz ama ne olursa olsun okumadan edemeyeceksiniz. Harold Silver gözlerinizin önünde hayatının en büyük değişimini geçirecek ve her şeye rağmen özendiğiniz bir karakter haline gelecek. Bazı karakterlere hayran kalacak, bazılarından nefret edeceksiniz. Bazen yaşananlara pek anlam veremeyecek olsanız da aldırmayacaksınız. Altı yüz sayfa nasıl bir anda uçup gitti anlamadım kitabı okurken. Kafa dağıtmak, gerçek yaşamdan uzaklamak istiyorsanız ve iyi bir kurgu arıyorsanız öneririm.
Kitabın ilk cümlesi: “Bizi bağışla,” bu bir efsun, bu bir yakarış, bu işten öyle ya da böyle canlı çıkmaya dair umudum.
Kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Bizi Bağışla – A. M. Homes
Çağdaş Amerikan edebiyatının en kışkırtıcı yazarlarından A. M. Homes, 2013 Women’s Prize for Fiction ödüllü son romanı Bizi Bağışla’da yine bir aile hikayesi anlatıyor.
Nixon uzmanı bir tarihçinin, akademinin sınırları dışına çıkmayan hayatı, bir dizi olayla sarsılır. Harold Silver’ın hırslı, özgüvenli, saldırgan kardeşi ile çocukluğundan bu yana yaşadığı çatışma, artık psikolojik bir gerilim olmaktan çıkıp, fiili bir çatışmaya dönüşmüştür. Bu çatışmanın sonucunda ortaya çıkan trajik olaylar, Harold’ın hayatının ve onu sarmalayan “Amerikan Rüyası”nın sıvalarını bir bir dökmeye başlayacak; sorumluluk, iradi eylem ve yüzleşmenin öncülük ettiği yeni bir yaşam mücadelesi baş gösterecektir.
Bizi Bağışla, rayına oturmuş görünen orta sınıf burjuva hayatların bir darbeyle nasıl allak bullak olabileceğini gösteriyor. Aile kurumunun karanlıkta kalan yanlarını, mutlu ve refah içinde geçirildiği sanılan günlerin sona ermesiyle açığa çıkan gerçek kişilikleri, Amerikan kültürünün simgelerinden de faydalanarak irdeleyince ortaya son derece tanıdık bir yirmi birinci yüzyıl hikayesi çıkıyor.
Bu kitap A’dan Z’ye *Sel okuma projesinden, siz de katılın!