Bir Hayat – Guy De Maupassant

Bir Hayat Fransız yazar Guy De Maupassant’ın okuduğum ilk kitabı ve kesinlikle sonuncusu olmayacak. Evlere tıkılıp kaldığımız şu günlerde yazarın o birbirinden güzel doğa betimlemeleri sayesinde siz de çiçek kokulu nefesler alacaksınız. Bazı karakterleri çok sevecek, bazılarını tokatlamak isteyeceksiniz.

Bir Hayat - Guy De Maupassant

Bir Hayat, hayata tüm benliğiyle sarılmak ve her dakikasını dolu dolu geçirmek tutkusuna hayran kaldığımız Jeanne’nin hikayesini anlatıyor. 17 yaşında manastırdaki eğitimini bitirdikten sonra ailesinin yanına dönen Jeanne dünyanın sunduklarını ve insanın yaşayabileceği tüm o güzel, heyecanlı duyguları tatmak için can atmaktadır. Ve Julien ile tanışır. Bundan sonra hayatı hiç beklemediği olaylar ile sürüp gidecektir.

On dokuzuncu yüzyılda bir kadın olmanın sıkıntısı beni sinirlendirse de Maupassant’ın o eşsiz dili ve akıp giden hikayesi sayesinde kitabı kısa sürede bitirdim. Onca çağdaş romandan sonra bir klasik okuyunca kıymetlerini daha iyi anlıyor insan. Keyifle!

Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Bir Hayat – Guy De Maupassant

“Birden Julien iki eliyle karısını omuzlarından tuttu ve bütün ağzıyla, kızın daha önce hiç yaşamadığı derin, ıslak bir öpücük kondurdu. Öpücük Jeanne’ın damarlarına, hatta iliklerine kadar işlemişti. Öyle tuhaf bir titreyişle sarsıldı ki farkında olmadan iki koluyla birden ittiği Julien’in sırt üstü düşmesine neden oldu. (…) Julien ona susamış gibi, çılgınca üzerine atılıp onu kollarına aldı. Aceleci, acıtıcı, çılgın öpücükler Jeanne’ın bütün yüzünde, gerdanında geziniyor, okşamalardan boğulacakmış gibi hissetmesine neden oluyordu. Ellerini açmış, ne kendisinin ne de diğerinin ne yaptığını anlayamadan, bir şeyleri anlamasını engelleyen allak bullak olmuş kafasıyla hareketsiz duruyordu. Ama ani bir acıyla içinin yırtıldığını hissetti. Kendisine zorla sahip olan kocasının kollarında kıvranarak inlemeye başladı. (…) Ruhunun en derinlerine kadar umutsuzlukla doluydu. O kadar farklı hayal ettiği bir hazzın yanılgısı, yerle bir edilen, parçalanan mutluluk beklentisinin hayal kırıklığı içindeydi: ‘İşte karısı olmaktan anladığı bu. Yalnızca bu! Yalnızca bu!'”

On yedi yaşında aşka susamış umutlar ve düşler içindeki genç bir kız… Evlendikten sonra aşkın şiirsel olmayan yanlarını da keşfetmek zorunda kalır… Kırılmaya başlayan yanılsamalar kısa sürede paramparça olur… Ama hayat gene de devam etmektedir… Büyük Fransız yazarı Guy de Maupassant’ın bu küçük mücevher değerindeki romanı Bir Hayat da hak ettiği yerde… “Oğlak Klasikleri” arasında.

Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar’dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.

Bu kitap Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap‘tan biri.

Menüye dön