Ben Fountain’ı ilk defa okuyorum ve aslını isterseniz yazarı öncesinde hiç duymamıştım. Gerçi Bana Kahraman Olduğum Söylendi yazarın tanındığı kitap olduğu için pek de şaşırtıcı bir durum olduğu söylenemez. Birçok edebiyat ödülü kazanan kitap, yazarı daha tanınır hale getirmişse de kitabın herkes için enfes bir kitap olmayabileceğini en başından hemen belirtsem iyi olacak.
Ben Fountain okuması pek de kolay olmayan bir yazar, kitabın konusu hayli ilgi çekici olsa da hikayeye odaklanmakta çok zorlandım. Irak’ta bir saldırıda ölmemeyi başaran askerlerin Amerika’ya halkla ilişkileri güçlendirmek için getirilmelerini anlatıyor. Tüm olaylar şükran günü hafta sonunda “super bowl” boyunca gerçekleşiyor. Savaşın saçmalığı, askerlerin geride bıraktıkları ülkenin değişimini ve düşüncelerini kitap boyunca okuyorsunuz. Ne yazık ki başka bir şey olmuyor. Belki biraz kardeş ilişkisi, biraz da ast üst yakınlaşması… Kitap kötü bir kitap değil, ben çoğu yerde yazara katılırken buldum kendimi ancak belli bir hikayenin peşinden sürüklenmek isteyen bir okursanız pek hoşunuza gideceğini sanmıyorum. Böyle bir beklenti içinde değilseniz, biraz eleştirel gözlerle savaşa yaklaşabiliyorsanız çok hoşunuza da gidebilir.
Kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Ben Fountain – Bana Kahraman Olduğum Söylendi
“Billy kahramanlık yapmaya falan çalışmıyordu, hayır. Kahramanlık ona geldi ve şimdi ödü kopuyor, beyin kanserinden korktuğu kadar korkuyor; ya bir daha gelirse?”
2012 National Book Award finalisti
Ulusal Kitap Eleştirmenleri EN İYİ ROMAN ödülü
New York Times, Washingron Post, Amazon, Time, Goodreads ve Kirkus’un “2012 YILININ EN İYİ KİTABI” seçkilerinde.
Bu kadar iyi bir roman okuduktan sonra şöyle bir sorun beliriyor: Bundan sonra ne okuyacağım? Nick Hornby
“Bu kitap beni darmadağın etti.” Colin Firth
Hepsi üç dakika sürdü. Irak’ta pusuya düşürülen Bravo takımı düşmanı bozguna uğratmayı başardı ve her şey Fox TV kameraları tarafından saniye saniye görüntülendi. Sadece saatler sonra birer Youtube fenomeniydi Billy Lynn ve silah arkadaşları. Uzaktaki savaşın kapılarına gelmesinden korkan -ve bundan korktukları için utanan- büyük ve kudretli Amerikan ulusunun kahramanlarıydı artık onlar. Bu durumda Bush yönetiminin onları yuvalarına geri getirip ülke çapında bir “Zafer Turu”na çıkarmasından doğal ne olabilirdi ki?
Bu turun son saatlerini anlatıyor Bana Kahraman Olduğum Söylendi. Dev bir stadyumda, yüzlerce spotun altında Amerika son bir kez kutsayacak Bravo’yu. Amigo kızlar onları azdırmaya, Hollywood film haklarını ucuza kapatmaya, nüfuslu zenginler meselenin petrol değil demokrasi olduğunu onlardan duyup kefaret koparmaya çalışacak. Tüm bu “miş gibi” gerçekliği ve kitlesel hezeyan karşısında, hiç de benimseyemedikleri kahramanlıkları, hayli demlenmiş kafaları, kaybettikleri arkadaşlarının acısı ve coşmuş hormonlarıyla -çünkü henüz 20 bile değiller- baş etmek zorunda kalmış sekiz genç adamın hikâyesi bu.
Yarın savaşa geri dönüyorlar.
Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2015 kitaplarından biri!