Beden Sanatçısı Don DeLillo’nun okuduğum ilk kitabı ve büyük ihtimalle de sonuncusu olacak. Kısacık bir kitap olmasına rağmen okurken sürekli uykum geldi. Ne karakterlere ne de hikayeye ısınamadım. Kitap bittiğinde de “öff neydi bu şimdi?” demekten alıkoyamadım kendimi.
Beden Sanatçısı’yla ilgili çok büyük beklentilerim vardı halbuki. Don DeLillo gerçekten çok ünlü ve bol ödüllü bir yazar. Belli başlı kitapları çoğu insanın en sevdiği kitaplar arasında yer alıyor. Durum böyle olunca büyük bir heyecanla başladım kitaba. Ancak sonuna doğru kaybettiğim yaklaşık bir saate acımadan edemedim. Kitapta ne mi oluyor? Bir beden sanatçısı olan Lauren’ın sinemacı eşi intihar ediyor. Sonra kiralamış oldukları evde bir adam ortaya çıkıyor. Lauren ne hikmetse ondan korkmuyor ve yavaş yavaş konuşmaya çalışıyorlar. Gelin görün ki bu adam Lauren’in ölmüş eşi gibi konuşuyor, onun gibi hareket ediyor. Ah şimdi kitap başlıyor sanki dediniz değil mi? Hayır. Bir süre sonra kitapta olabilecek en mantıklı şeyin, Lauren’in arkadaşını arayıp telesekreterindeki o mekanik sesi saplantılı bir şekilde sürekli dinleyişi olduğunu göreceksiniz. Evet efendim, yas tutmaksa yas tutmak. Kitabın tanıtım yazısında şöyle bir cümle var: “…Don Delillo, Beden Sanatçısı’nda da alışılmadık bir anlatımın öte yakasına geçmeye çalışıyor.” Alışılmadık bir anlatımın öte yakası. Peki, öyle olsun.
Everest Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Beden Sanatçısı – Don DeLillo
Rey’le görünüşte sıradan bir evliliği sürdüren Lauren, detaylara son derece duyarlı bir Beden Sanatçısı’dır. Yaşamanın her anını sahnelediği performanslar gibi yaşayan kadın, bedeni kadar doğanın ve mekanın görüntüleriyle seslerine de algılarının kapılarını açmıştır.
Kocasının sırlarla dolu intiharının ardından tuhaf bir yalnızlığın kucağına düşen Lauren, ıssız bir deniz kıyısında, kiralık metruk bir evde yaşamaktadır. Burada tuhaf, yaşlanmayan bir adamla karşılaşır; kadının yaşamıyla ilgili tekinsiz bir bilgi taşıyan bir adamla. Zamanın ıssızlığında beraber bir yolculuğa başlarlar – zamanda, aşkta ve insan algısında.
Eserlerinde Amerikan üslubunu meydan okurcasına, ışık saçarcasına kullanan Don Delillo, Beden Sanatçısı’nda da alışılmadık bir anlatımın öte yakasına geçmeye çalışıyor. Bu kısa, ayartıcı romanda yazar, eserleri bedenin sınırlarına meydan okuyan bir sanatçı Lauren Hartke’nin kısıtlanmış dünyasını mesken tutuyor.
Beden Sanatçısı, zamanımızın en iyi yazarlarından birinden unutulması güç, muhteşem ve son derece etkileyici bir roman.