Dün akşam, sadece göz yaşımı ve burnumu silmek üzere ara verip soluksuz okudum sevgili Selin Nazlı Ustaoğlu’nun kitabını. Blogu takip edenler bilirler, yaşlı insanlara ayrı bir sempatim vardır. Bu kitapta da saygın Sadun Tanju’nun torunu ile mektuplaşmaları yer alıyor. Hal böyle olunca benim için ağlamamak komik olurdu zaten.
Bilmem bilir misiniz Sadun Tanju ülkemizin nadir insanlarından, gazeteci yazarlarındandır. Bilmiyorsanız da bu kitap ile hemen tanışın derim. Mektuplarında tanıyorsunuz Sadun Tanju’yu hayata ve her şeye karşı çocuk gibi merakını yitirmemiş, “güzel mi güzel”, “insan mı insan” yazılarıyla. Öyle güzel bir insan ki Sadun Tanju, ağlamaktan kitabı eritecektim neredeyse. Kitap hüzünlü değil buarada, ben insanlığına ve huzuruna ağladım. Sevinç gözyaşlarıydı yani benimkiler. Yer yer çok güldüm, yer yer kendimi buldum bazen de üzüldüm ortaya koyduğu gerçekler karşısında. Neyse! Okuyun bu kitabı, tekrar tekrar okuyun, herkese de okutturun. Zaten daha ilk kelimelerde aşık olacaksınız kitaba eminim.
Aşağıda basın bülteni bulunan, Pan Yayıncılık‘tan çıkan kitabı buradan satın alabilirsiniz.
“Ben bir 20. yüzyıl insanıyım Nazlıcığım, insanlık tarihi boyunca meydana gelmiş bütün eşitsizliklerin acısını ve utancını duydum. İlk kez benim yaşadığım dönemde dünya tam bir bütünlük kazandı, ilk kez dünyalılar birbirlerinin varlığını bilerek, duygu ve düşüncelerine ortak olarak, kederde ve sevinçte paylaşmayı hissederek yaşamayı öğrendiler. Henüz başındayız yeni bir hayatın ve en büyük sorun bence kadının yaşayışta hak ettiği yeri alması…”
Bu satırlar Sadun Tanju’nun Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi alan torununa yazdığı bir mektuptan… Gençlerin bilgi bombardımanı altında yalnızlık çektiği ve yol bulmakta zorlandığı 21. yüzyılda Nazlı şanslı bir genç. Dünyayı tanımasını sağlayan, kendine yol bulmasını kolaylaştıran bir rehberi var. Bir mektubunda dedesine, “Her mektubunuzda kitapların verdiği bilgiler ve bir dedenin torununa esprili bir şekilde açıklamaları var. Ben bunları başka dede ve torunlar da görsün isterim” diyerek bu şansını diğer gençlerle paylaşmak istiyor.
Karşılıklı sevgi ve saygının her satırından yansıdığı bu mektuplar toplanarak Ay’da Buluşalım başlığıyla kitap haline getirildi.
Gençlerin basın dünyasının çınarlarından Sadun Tanju’dan öğrenecekleri pek çok şey var…
Comments are closed.