Zeynep Cemali ülkemizde çocuk edebiyatının en büyük isimlerinden biri. Nihayet ben de en azından bir kitabını okuyabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Ankaralı toplulumuzla ilgili zor konuları insanı sıkmadan, büyük bir beceriyle anlatıyor ve insana umut veriyor. Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri Sanat Ödülü’nü kazanan kitabın çocuk olan her evde olması gerek.
Ankaralı, Doğa’nın ve ailesinin başından geçenleri anlatıyor. Bu ailenin öyküsünü anlatırken bir yandan doğa ve hayvan sevgisini de aşılıyor yazar. Ancak kitabın sürükleyici yanı elbette Doğa’nın ailesinde olan değişiklikleri fark etmesiyle ve ipuçlarını yavaş yavaş birleştirmesiyle başlıyor. Babası ve amcasının, bu iki tamamen zıt insanın, aralarının neden iyi olmadığını biraz daha kavrıyor. Kendisine aynı babası gibi “Bademim” diyen o ilginç Ankaralı hakkında öğrenecekleri içinse ne Doğa ne de başkaları hazır… On yaş üzeri çocuk ve gençlerin keyifle okuyacağını düşündüğüm, heyecanlı ve çok tatlı bir dille anlatılmış bir kitap Ankaralı. Mutlaka göz atın derim. Keyifle!
Bence çocukluklarını unutan yetişkinler, aynanın derinliklerinde arada sırada kendilerini ararlarsa, mutlu ya da mutsuz şok geçirmezler.
Günışığı Kitaplığı’dan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Ankaralı – Zeynep Cemali
Zeynep Cemali’den yürekleri ısıtacak bir “son” roman!
Çılgın Babam ve Patenli Kız gibi çok sevilen kitaplarıyla edebiyatımızda derin bir iz bırakan Zeynep Cemali, aramızdan ayrılmadan tamamladığı bu son romanında, sıradan insanların sıradışı öykülerini anlatıyor. Çocukluk ve gençlik arasındaki gelgitlerle kurguladığı kitabında, her yaştan okurunu meyve ağaçları, çiçek seraları ve doğa sevgisiyle sarmalanan aile ilişkilerine götürüyor. Toplumumuzun kanayan yaralarına, gerçekçi ama karamsarlıktan uzak, duyarlı anlatımıyla değinen usta yazar; ayrımcılık, önyargılar, gelenekler, töre, eğitim hakkı, kadının toplumdaki yeri gibi güncel birçok temaya cesaretle dokunuyor. 2011 1. Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri Sanat Ödülü’ne değer görülen roman, Bulgarca’ya çevrildi.
Çevreci, idealist bir ana babanın kızı olan Doğa, işlettikleri botanik bahçesinde karşılaştığı yaşlı bir kadın sayesinde ailesinin sırlarla dolu geçmişini merak etmeye başlar. Doğa, zamanla zincirin halkalarını birleştirdikçe, büyük büyükbabasıyla 1940’larda başlayan hikâye de boyutlanır. Doğa, her geçen gün, babası ve amcası arasındaki soğukluğun nedenlerini daha iyi anlarken, gizemli Ankaralı hakkındaki gerçekler de aydınlanır…