A Sunday in Ville-d’Avray Fransız yazar Dominique Barbéris’in okuduğum ilk kitabı oldu. Tam bir sonbahar kitabı olmasının yanı sıra iki kız kız kardeş üzerinden anlatılan o melankolik, tuhaf öykü kitabı elimden bırakamama sebep oldu.
Barberis’in dili çok sade, okur olarak hemen ilk sayfada hikayenin içine çekildim. İki kız kardeşin küçüklük anılarından şimdiki hayatlarına uzanan hikaye, Claire Marie’in yıllar sonra kardeşine anlattığı tekinsiz bir olaya odaklanıyor. Bir yandan ailemizdeki bireyleri ne kadar tanıdığımızı sorgularken bir yandan şehir ve banliyö hayatının bireyler üzerindeki etkisini de irdeliyoruz.

A Sunday in Ville-d’Avray bitmesin istediğim ancak bir yandan da sonunda ne olacağını merak ettiğim bir kitap oldu. Kitabın sonuna yaklaştıkça ne yazık ki sonunu hiç sevmeyeceğimi tahmin ettim. Yazarın beni çok şaşırtmasını isterdim ama tam da tahmin ettiğim gibi koca bir boşluk bırakıp kitabı bitirmiş.
Barberis tekrar okumak istediğim yazarlar arasına girdi. Bu kısacık kitabında ne kadar iyi bir yazar olduğunu net bir şekilde gördüm. İnsanı yavaş yavaş tedirgin eden bir gerilim yaratmayı ve hem Paris‘teki şehir hem de banliyo hayatını çok iyi anlatmayı başarıyor. Okuyacak kısa bir roman arıyorsanız öneririm. Keyifle!
Daunt Books’tan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: A Sunday in Ville-d’Avray – Dominique Barbéris
I was in the melancholy state of mind that often comes over me when I go to see my sister, and I think I started by getting a little lost . . .
It’s a Sunday in early September and a woman leaves muggy Paris to visit her sister in the western suburbs of the city. Ville-d’Avray is less than an hour away, but it seems like another world with its secluded streets and set-back houses.
The sisters’ relationship is ambiguous. Jane’s visits to Ville-d’Avray leave her discomfited; for all Claire Marie’s seeming provincial passivity, she knows exactly how to get under Jane’s skin.
As they settle into the torpor of the afternoon, Claire Marie describes a curious encounter from her past. Sundays are when she thinks about life – whether she expected something more from it, and whether she is still waiting for it to begin.
Sharply observed and wryly funny, A Sunday in Ville-d’Avray is a haunting novel about half-shared truths and desires that can never fully be expressed.
‘It is a story both simple and familiar but which, in this telling, is beguiling and immensely enjoyable because of the beautifully observed details.’ — Irish Times
‘A study of desire and contentment, time and expectation, this slim novel raises alluring questions about paths not taken.’ — Publishers Weekly