Roman Okuyan İnsanlar Hakkında Şaşırtıcı Gerçekler

Roman okuyan insanlar hakkında ilginç gerçekleri bir araya toplamış bir Mic makalesi beni çok düşündürdü. Yazıyı kendi yorumlarımı katmadan sizinle de paylaşmak istedim. Kitap okumanın sayısız yararı olduğunu hepimiz biliyoruz. Şiir beyinde hafızaya bağlı olan yerleri uyarır ve özdüşünümü teşvik eder; Harry Potter kitaplarını okuyan çocuklar da daha iyi bireyler olma eğilimi gösteriyorlar. Peki kurgu / roman yerine gazete okuyan ya da gün boyunca Twitter’da tweetleri gözden geçiren insanların beyinleri on dokuzuncu yüzyıl klasiklerini okuyan insanların beyinlerinden farklı mı?

Kısa cevap: evet. Okumak beyinde bağlantısallığı artırır. Ancak söz konusu roman okuyan insanlar olunca, iş biraz daha değişiyor. 2013’te Emory Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada roman okuyan insanların beyinleri incelendi. Araştırmacılar kitap okuyan ve okumayan insanların beyinlerini karşılaştırdı. Kitap okuyanların beyinlerinde  -Robert Harris’in Pompeii adlı kitabını dokuz gece boyunca okudular- kitap okumayanlara göre belli bölgelerde daha fazla aktivite olduğu görüldü. Özellikle beynin dili anlama ile ilgili kısmındaki ve hareketi hayalinde canlandırmaya yardım eden kısmındaki aktivitenin çoğaldığını tespit ettiler. Romanda bir karakterin başından geçenleri okurken, onların hissettiği duyguları benimseyip, hissedebilmeniz gibi…

roman okuyan insanlar.jpg

Roman okuyan insanlar ve diğerleri

Roman okuyan insanların, diğer insanların duygularını daha kolay anladıkları için daha iyi arkadaşlar oldukları belirtiliyor. Yine 2013 yılında yapılan bir araştırmada insanların diğerlerinin hislerine ne kadar duyarlı oldukları araştırıldı. Çalışmada roman okuyan insanların okumayanlara kıyasla daha fazla empati kurabildiği gözlemlendi. Roman okuyan insanlar okudukları hikayelerden roman okumayan insanlara göre daha fazla etkilendiklerini belirttiler.

roman okuyan insanlar.jpg

New school for Social Research psikologları David Comer Kidd ve Emanuele Castano ise popüler roman yerine edebi romanın okurlar üzerindeki etkisi üzerinde çalıştılar. Deney boyunca katılımcılar edebi bir roman ya da popüler bir roman okudular. Sonrasında ise sadece gözler aracılığı ile yüzdeki duyguları tespit ettiler. Edebi roman okuyucular okumayanlara kıyasla daha başarılı sonuçlara ulaştı. Emanuele Castano çalışmayla ilgili şunları söyledi: “Edebi roman ve popüler roman arasındaki önemli bir farkın, karakterlerin kompleks, muğlak, tanıması güç ve benzeri özelliklere sahip olması (diğer bir değişle insan olması) ve diğer tarafta basmakalıp, klişeleşmiş ve basit özelliklere sahip olması olduğuna inanıyoruz.”

roman okuyan insanlar.jpgEdebi romanlar katılımcıların empati yeteneğini geliştirdi çünkü okurlar romandaki karakterleri anlamak için daha fazla çaba göstermek zorunda kaldılar. Karakterlerin neler hissettiğini ve neyi neden yaptıklarını anlamaya çalışma süreci, bizim diğer insanlarla ilişkilerimizdeki süreçle aynıdır. David Comer Kidd’e göre gerçek ve kurgu ilişkilerde aynı psikolojik süreçler kullanılıyor. Roman da bu durumda sadece bir sosyal deneyim simülatörü değil, başlı başına bir sosyal deneyim haline geliyor.

Ne dersiniz? Okumak -ve aslında edebi romanlar okumak- insanlığı kurtarabilir mi?

 

Menüye dön