Gecen gece durduk yere aklıma düştü Metin Altıok. Açtım bir iki şiirine baktım, fotoğraflarını inceledim. Sonra tabii, ölümünü düşündüm. Oturdum ağladım çocuk misali. Sabahattin Ali gibi, kaldıramadım ölümünü. Altıok’un ölümünden beri ne kadar eksildik, neler yitirdik acaba diye düşünmekten de usandım. Yine dönüp dolaşıp kitaplarına sığındım hep. Ne yapalım, bazılarımız hatırlayacak, böyle yaşayacaklar…
Sizin de vardır size dokunan yazarlarınız ve şairleriniz. Hani kendini dizelerde ve satırlarda bulmaktır ya biraz edebiyat… Bu yüzden okuruz ya… İşte Metin Altıok en hassas zamanlarımın şairi benim. Her zaman ne söyleyeceğini çok iyi bilir. Saçını okşar bir güzel, elini tutar, yalnız bırakmaz seni.
Kavaklar adlı şiiridir beni benden alan. İlk okuduğumda da, Sezen Aksu’dan duyduğumda da kendime gelememiştim. Bir açıklaması da yok ki anlatayım. Okumak ya da dinlemek gerek.
Kavaklar
bedenim üşür, yüreğim sızlar.
ah kavaklar, kavaklar…
beni hoyrat bir makasla
eski bir fotoğraftan oydular.
orda kaldı yanağımın yarısı,
kendini boşlukla tamamlar.
omzumda bir kesik el,
ki durmadan kanar.
ah kavaklar, kavaklar…
acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.
Son olarak;
” Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar. Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm. İçimde cesetler ve daha ölmemişler var.”
-Metin Altıok