Son bir kaç gündür sürekli bilgisayar başındayım. Buna rağmen ne işime gücüme ne de Kitaplık Kedisi’ne bakabildim. Tek yaptığım dolma kalem araştırmak oldu. Kendimi az çok tanıyorum; bir şeye kafayı taktıysam saatlerimi, günlerimi ve bazen haftalarımı bu takıldığım şey ile geçirebilirim. Bu yeni keşif dışında başka hiçbir şeyle ilgilenemez olurum. Hayatım bir süre bu keşif etrafında döner. Sonrasında, bu yeni keşif hakkında bilgim arttıkça biraz rahatlamaya başlarım. Ancak elbette bu yeni keşfi incelerken yeni yeni şeyler bulur, her şeyi hepsini öğrenmek istiyorum ama nasıl yapacağım diye sızlanır dururum. Sızlanmaya ara verip bir şeyler yazmanın bana iyi geleceğini düşündüm. Yanılmadığıma sevindim.
Dolma kalemi keşfim kardeşimin eve gelen eşyaları arasında divitlerini bana vermesiyle başladı. Uzun zaman önce okulda güzel yazı dersinde divitlerle haşır neşir olmuştum ama sonrasında hiç ilgilenmemiştim. Elime geçmişken ve hemen yanında mürekkep de varken bir şeyler yazayım dedim. Ve o andan itibaren beni çılgın gibi bir arayışa sürükleyecek süreç başladı. Nasıl da özlemişim! Nasıl da zevkliymiş! Neden bırakmışım mürekkeple yazmayı aklım almadı! Babamın zamanında eşime hediye ettiği bir dolma kalem geldi aklıma. Onu elime almamla işler daha değişik bir hale gelmeye başladı. Sayfalarca yazdım çizdim. Farklı mürekkepler denedim, farklı defterler karaladım. Hissine doyamadım. Bu kalem hakkında daha fazla şey öğrenmek istedim ve hemen internette bir araştırma başlattım. Bundan sonrası ise zaten büyük kararlar almamı sağlayan sürecin başlangıcı oluyor.
Babamın eşime hediye ettiği kalem Pelikan M400 imiş (aşağıda görülen kalem). Bu enfes kalemin üretimi 1982-1997 tarihleri arasında yapılmış, sonrasında yeni modele geçilmiş.
Tabi ben bu kalem hakkında bilgi edinene kadar birçok web sitesi dolaştım. Dolaştığım bu sitelerde birbirinden güzel dolma kalemlere ve mürekkeplere rastladım. Hatta bazılarında aradıklarımdan çok farklı hazineler de buldum. Yeni yeni kitaplar, yeni yeni yazarlar tanıdım. Bu dolma kalem bana çok iyi geldi anlayacağınız! Dolma kalemlerin beni bundan sonra farklı farklı insanlara, yollara götüreceğini düşünmeden edemiyorum. Ama en çok da kendime götürecek beni, buna fazlasıyla seviniyorum. Kalem ve mürekkeple daha çok haşır neşir olmak, biraz içime dönmek için küçüklü büyüklü defterlere yazılar yazma kararı aldım. Aslında uzun zamandır günlük tutmak istiyorum ama içine çok fazla şey sığdırmak istediğimden bir türlü başlayamıyorum. Bu ironik duruma her gün gülsem de içine yazılacak çizilecek şeyleri listeme eklemeden edemiyorum. Şimdi biraz rahatladım; dolma kalemlerimle yazacağım. İlle de yazacağım, çok da güzel olacak.
Size de biraz olsun dolma kalem sevgisi aşılamak üzere çok sevdiğim iki blogu önereyim: Bana Sıkça Yaz ve Tarih, Kitap ve Yazı. Keyfini çıkara çıkara okuyun. Bir de bana dolma kalemle ilgili önermek istedikleriniz olursa lütfen yorum yapmayı ihmal etmeyin.
