“Eğer bir bahçeniz ve bir kütüphaneniz varsa ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz.”
-Marcus Tullius Cicero
Marcus Tullius Cicero milattan önce 3 Ocak 106’da doğmuş ve milattan önce 7 Aralık 43’te ölmüştür. Doğduğu Arpinum kasabası Roma’nın güney doğu kısmındadır. Varlıklı bir aileden gelen Marcus Tullius, babası sayesinde eğitimini çok iyi almıştır. Babası hem ona hem de küçük kardeşine Roma ve Yunanistan’da felsefe ve retorik okumaları için yardım etmiştir. Marcus Tullius kısa bir askeri hizmetten sonra Quintis Mucius Scaevola altında Roma hukuku öğrenmiştir. İlk yasal davası milattan önce 81’de olmuştur ve başarılı bir şekilde akraba katili olmakla suçlanan bir adamı savunmuştur.

Marcus Tullius bir Roma filozofu, siyasetçi, avukat, hatip, siyaset kuramcısı, konsül ve meşrutiyetçiydi. Latin dili üzerindeki etkisi o kadar büyüktü ki, 19. yüzyıla kadar Latin dili ve ayrıca Avrupa dillerindeki düzyazı tarihinin onun stiline karşı bir tepki olduğu ya da onun stiline dönüş olduğu söylenir. Çevirmeni Michael Grant‘a göre Cicero’nun Avrupa edebiyatı ve fikirleri üzerindeki etkisi, herhangi bir dildeki diğer tüm yazarları geçmektedir. Cicero Romalılar’a Yunan felsefesi ana okullarını tanıtmış ve felsefi bir Latin söz dağarcığı yaratmıştır (humanitas, qualitas, quantita ve essentia gibi yeni kelimeler ile). Bir dilbilimci, çevirmen ve filozof olarak zamanının diğer akademisyenlerinden kendini ayırmıştır.
Hünerli bir hatip ve başarılı bir avukat olsa da Cicero siyasi kariyerinin en önemli başarısı olduğuna inanmıştır. Julius Caesar’ın ölümünden sonra Marcus Tullius, Mark Anthony’nin düşmanı haline gelmiş, yaptığı konuşmalarda ona açıkça saldırmıştır. Devlet düşmanı ilan edilerek milattan önce 43’te öldürülmüştür.
Cicero’dan bize kalanlar
İçinde kitap olmayan bir oda ruhsuz bir beden gibidir.
Akıl da bir tarla gibi ekilmeye ve bakılmaya ihtiyaç duyar.
En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir.
İnsan, yaşamının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçirir.
Ne kadar çok kanun, o kadar az adalet.
Barış ile kölelik arasında çok büyük fark vardır Barış huzur dolu bir özgürlüktür. Kölelik ise yanlız savaşarak değil ölümü bile göze alarak uzak tutulması gereken her türlü kötülüğün en kötüsüdür.
Geçmiş geçmişte kalmıştır, biz işimize bakalım!
Tarlasını süren kimse, fenalık yapmayı düşünmez.
İşin saçma tarafı, en saçmasını bile filozofun birinin çoktan söylemiş olması.