Third Person ve Kesişen hayatlar

Third Person

Third Person, Paul Haggis’in (Crash filminden de hatırlarsınız) yazdığı ve yönettiği, son dönemde izlediğim en iyi filmlerden. Paris, New York ve Roma’da geçen birbirine bağlı üç aşk hikayesini enfes bir şekilde anlatıyor. Filmde bir yazar, birbirinden değişik karakterler ve enfes bir hikaye var.

Third Person ve kesişen hayatlar

Third Person’ın merkezinde Liam Neeson tarafından enfes bir şekilde canlandırılan Michale isminde ödüllü bir yazar var. Kendini bir otel odasına kapatmış olan bu ilginç yazar, yayıncısının beğenisini kazanacak bir kitap ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Ödül aldıktan sonra, hala kendinde bir yazar olarak materyal olduğunu gösterme çabasındadır ve fakat işler pek iyi gitmemektedir.
Filmin ilerleyen sahnelerinde karşımıza Anna rolünde Olivia Wilde çıkar. Bu filmde özellikle çok güzel olduğunu şimdiden belirtmem gerek. Oyunculuğu açısında da oldukça başarılıydı. Filmin en keyifli ve ilginç karakterlerinden biri. Michael ile aralarında oldukça karmaşık bir ilişki var. Michale eşini (Kim Basinger) Anna için terketmiştir. Ancak ilişkileri gelgitlerle doludur. Anna’nın öylesine büyük bir sırrı var ki, kendi ve etrafındaki hayatları büyük ölçüde etkiliyor.
Third Person
Bu esnada bir otelde hizmetli olarak iş bulan Julia’yı görüyoruz. Mila Kunis tarafından canlandırılan Julia, karanlık bir geçmişe sahiptir. Avukatına (Maria Bello), eski eşine (James Franco) ve adli makamlara kendini düzelttiğini göstermeye çabalar. Hepsi de oğlunu biraz olsun görebilmek içindir.
Başka bir hikayede de Adrien Brody’i Amerikalı bir iş adamı rolünde izliyoruz. Çok güzel ve fakat zavallı bir durumda olan İtalyan bir kadına yardım etmek için beyaz atlı prens kıyafetini üzerine geçirmiştir.  Bu güzel kadının problemi oldukça tehlikeli bir adamdan kızını almaktır ve bolca para gerekmektedir.
“Hayat bir sayfanın çevrilmesiyle değişebilir.”
Bu üç hikaye benzer temalar etrafında dönüyor. Film ilerledikçe üçünün de çocukları ve suçluluk duygusuyla başetmeye çalışan anne babaları barındırdığını görüyoruz. Ayrıca hepsinde zarar görmüş ilişkiler ve hayat boyu yaşanacak pişmanlıklar yer alıyor. Senaryo izleyeni kendine hemen bağlıyor.
Third Person, insanı şaşırtan bir film. Bazı sahnelerinde hangi şehirde olduğunuzu şaşıracaksınız. Ancak bu gariplikler filmle ilgili kafanızı daha çok karıştırmaktan öteye geçmeyecek. Sanırım Paul Haggis herkesin kendi hikayesini çıkarmasını istedi. Birçok eleştirmen tarafından yerden yere vurulsa da, Third Person kesinlikle izlenilesi bir film. Bomboş Hollywood filmlerine biraz ara verip, daha derinlikli bir film izlemek istiyorsanız mutlaka izleyin derim.

Menüye dön