Haftasonu güzel bir film seyredelim de neşemiz yerine gelsin diyerek In Time‘ın başına oturduk. Film “ehh” olmasına rağmen beni depresyondan depresyona sokmayı başardı ne yazık ki. Kötü olduğundan değil de, konusu gereği “Evet lanet olsun böyle lanet bir dünyada yaşıyoruz” dedirtiyor insana.
Para yerine zamanın kullanıldığı, insanların iyice zıvanadan çıktığı ve yine zengin ve fakirin buluşması klişesinin kullandığı bir film bu. Detaylara takılmazsanız eğer hoşunuza gidebilir. Ama benim gibi olayın insani tarafına takılıp film boyunca “Ne hale geldi insanlık tü tü tü” gibi nine yorumları yaparsanız pek zevk almayabilirsiniz. Ancak, sanatın insana sadece eğlence sunmasından öte birşeyler düşündürtmesi de ayrı bir güzellik tabi. Bunu da göz ardı etmemek, arada sırada rahatsız olmak gerek.
Oyunculara gelince, müziğini sevip zevkle dinlediğimiz Justin Timberlake ve romantik komedilerden aşina olduğumuz cici kızımız Amanda Seyfried başrollerde. Her filmde ayrı bir sevdiğim Cillian Murphy ise yine fantastik. Aslında sırf onu seyretmek için bile izlenebilir bu film. Küçük bir sürpriz de The Big Bang Theory‘den Johnny Galecki yani bildiğimiz Leonard. Bir de Mad Men‘den tanıdık bir yüz Vincent Kartheiser yine sinir bozucu bir rolde. Bolca zamanı olanlar keyifle izlesin bakalım…
