Ex Machina, hayli yetenekli Alex Garland tarafından yazılan ve yönetilen bir İngiliz bilim kurgu, gerilim filmi. İngiliz filmleri ve dizilerini diğerlerine göre her zaman daha çok sevmişimdir. Bu film de bir istisna olmadı. Zaten Alex Garland da bu film için daha önce yaptığım hiçbir şeye böylesine bağlı hissetmemiştim demiş. Filmi izledikten sonra nedenini anlamak hiç zor değil. İnsanı hemen kendine bağlayan bir tarafı var. Genellikle bilim kurgu filmlerini izlemek için özel bir çaba sarf etmem ama bu film bu türü daha çok sevmeme neden oldu diyebilirim.
Ex Machina
Nathan, Blue Notebook adlı bir arama motoru şirketinin sahibidir. Tahmin edebileceğiniz üzere çılgın gibi zengindir ve dünyanın bir ucunda gerçekten çok değişik bir araştırma tesisinde yaşamaktadır. (Filmi izledikten sonra bu tesisin ne olduğunu öğrenmek isteyebilirsiniz, o vakit şuraya göz atabilirsiniz: Juvet) Blue Notebook’ta bir programcı olan Caleb ise Nathan’ın yanına gitmek üzere şirket içindeki piyangoyu kazanır. Herkesin çokça istediği bu piyangonun kendisine çıkmasına çok sevinen Caleb, hemen yola çıkar ve tesise özel bir helikopterle ulaştırılır. Nathan çok gelişmiş bir yapay zekaya sahip olan Ava’yı geliştirmiştir ve Caleb da bu robotu test etmek için buradadır. Hayli heyecanlı bir gelişmenin bir parçası olacağını anlayan Caleb elinden gelen her şekilde bu araştırmaya yardımcı olmak istemektedir. Ancak tesiste yaşananlar bir araştırmanın çok daha ötesine gider.
Alex Garland’ın bir romancı olmasının filmi çok sevmemle ne kadar ilgisi var bilmiyorum ama Ex Machina gerçekten çok iyi bir senaryoya sahip. Oyuncularının çok ünlü olmaması da mis gibi bir hava yaratıyor aslını isterseniz. Robotumuzun herkesin tanıdığı seksi mi seksi bir oyuncu olmasındansa yine seksi ve fakat hayallere çok konuk olmayan bir oyuncu olması, filmin vurgulamak istediğini daha da sağlamlaştırıyor. Bu da robotların robot olduğunu bilmemize rağmen, yapay zeka ile bize ne kadar yaklaşabildiklerini ve üzerimizde herhangi bir güce sahip olup olmadıklarını ölçmekten geçiyor. Film boyunca düşüncelerimin sürekli değişmesi benim robot dolu bir dünyada akıbetimi çok net belli ediyor. Siz de filmi izlerken hislerinizi ve düşüncelerinizi takip edin derim. Keyifle!