Big Eyes zamanının en ünlü ressamlarından biri olan Margaret Keane’in hayli ilginç ve bir o kadar da insanın sinirini bozan hayat hikayesini anlatıyor. Bu sene if İstanbul Film Festivali’nin de başlangıç filmi olarak gösterilen film, özellikle sanat dünyası ile ilgilenen herkesin çok hoşuna gidecek bir film olmuş.
Big Eyes’in yönetmeni ise Tim Burton. Tim Burton’ın büyük bir Margaret Keane hayranı olduğunu da hemen belirteyim. Resimlerinin koleksiyonunu yapmasının yanı sıra sevgilisinin de bir resmini yaptırmış ressama. Filmini hayata geçirmesiyse pek şaşırtıcı değil, aynı zamanda yapımcı olarak da yer almış. Oyuncular konusunda hayli farklı isimler anıldıktan sonra sonunda Amy Adams ve Christoph Waltz kadroya dahil olmuş. Amy Adams bu filmdeki performansı ile birçok ödüle aday olurken Golden Globe Ödülleri’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü de kapmış. Christoph Waltz’un oyunculuğunun da enfes olduğunu belirtmem gerek. Gerçekten kendinden rahatça nefret ettirebilen bir karakteri canlandırmış.

Big Eyes ve ilginç bir hikaye
Big Eyes Amerikalı sanatçı Margaret Keane’in hayatının en heyecanlı kısmını anlatıyor. Yetenekli ressamın resimlerini, ikinci eşi Walter Keane kendi yapmış gibi tanıtıp satmaya başlıyor. Margaret Keane zamanının şartlarında kızıyla tek başına kalmamak için ve daha çok ne yapacağını bilemediğinden buna razı geliyor. 1950lerin Amerikası da özellikle erkekler için enfes bir zaman olduğundan kadınların yaptıkları iş satmamakla beraber kadınlara pek değer de verilmiyor. Şimdinin Türkiye’sinin biraz daha iyisini düşünün yani. Bu durum on sene boyunca devam ediyor. Margaret gizli saklı yapılan bu işlerden dolayı kızına yalan söylemek zorunda kalıyor. Çevresinde pek insan bulunmuyor, arkadaşız da kalıyor. Buna rağmen eşi Walter Keane ünlüler ve kadınlar arsında mekik dokuyor. Ününün keyfini bolca çıkarırken Margaret evde deli gibi çalışmak, siparişleri yetiştirmek zorunda kalıyor. On sene sonunda kızı da artık büyümüş olan Margaret duruma dayanamayıp radyoda eşinin bir yalancı olduğunu ve tüm Keane imzalı resimlerin onun olduğunu söylüyor. Bundan sonra büyük bir dava süreci başlıyor. Hakimin her iki taraftan da jüri önünde resim yapması istendiği gerçek ortaya çıkıyor ve Margaret hak ettiği üne kavuşuyor. Bir de Yehova’nın Şahitleri’nden biri oluyor. Keane’in çalışmalarını da buradan detaylı olarak inceleyebilirsiniz: Margaret Keane