Paddington son dönemde izlediğim en güzel, en sevimli çocuk filmlerinden biri oldu. Önce birkaç kitabına şöyle bir göz atmış ve çok beğenmiştim. Filmi izleyince de tam bir Paddington hayranı oldum diyebilirim. Evdeki minik bireylerle izleyecek film arıyorsanız ya da biraz çocuk gibi vakit geçirmek istiyorsanız mutlaka öneririm. Aranızda Londra’yı özleyenleriniz varsa onlara da çok iyi gelebilir, henüz gitmemiş olanlar ise Londra tatili planı yapmaya başlayabilir.
Paddington Bear (Ayı Paddington) 1958 yılında Michael Bond tarafından yaratılmış, çok sevimli bir karakter. Yirmiden fazla kitapta başrolü oynuyor ve İngiltere’nin en çok sevilen karakterlerinden biri. Michael Bond ise birçok ödüle ve onura layık görülmüş bir çocuk kitapları yazarı. Paddington’ın çizeri ise Peggy Fortnum. Arkadaş canlısı ayımız Karanlık Peru’dan geliyor, başında eski bir şapka, küçük ama gizli cepleriyle kendinden büyük şeyleri saklayabilen bir bavulu ve marmelat aşkı dışında pek bir şeyi yok. İngiliz çocuk edebiyatı klasikleri arasındaki yeri zaten yeteri kadar büyükken Paddington dünya çapında otuz dile çevrilmiş ve otuz milyondan fazla satmış. Bir televizyon şovu ve şimdilik bir tane filmi var.
Ayı Paddington ve müthiş bir kişilik
Her zaman oldukça kibar olan Paddington insanlara asla ilk isimleriyle hitap etmiyor. Oldukça iyi kalpli olsa da bazen insanlar yanlış davrandıklara onlara kötü kötü bakmaktan da çekinmiyor. Çok masum bir şekilde kendini belaya bulaştırmakta üstüne yok ancak yarattığı sonuçları düzeltmek için de çok çalışıyor. Bu da çocukları hem güldürüyor hem de bir şeyler öğrenmelerini sağlıyor. Paddington İstasyonu’nda bronz heykeli ve hediyelik eşya dükkanı bulunan bu ayıyı takip edin derim.
Filmden önce birkaç kitabını okumak isterseniz hiç durmayın okuyun derim. Özellikle çocuklarının kitap okumasını isteyenler önce kitapları sonra filmi tüketsinler derim. Böylesi daha zevkli olacak inanın.
Epsilon Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Ayı Paddington – Michael Bond
Ayı Paddington’ın öyküleri, tam elli yıldır dünyanın her yerinde çocukları eğlendirmeye devam ediyor. “Ayı mı? Paddington istasyonunda?” Bayan Brown şaşkınlıkla kocasına baktı. “Saçmalama, Henry. Daha neler!” Ayı Paddington çok uzaklardan, ta Peru’dan gelmişti. Brown ailesi onu Paddington istasyonunda buldu. O günden sonra hayatları eskisi gibi olmadı. Çünkü Paddington her şeyi olağandışı bir hale getirmeyi başarıyordu. Ayı Paddington’ın olduğu bir evde neşe, heyecan, mutluluk var demekti. Brown ailesinin yeni arkadaşı, sizin de arkadaşınız olacak!